James Webb Uzay Teleskobundan bir yeni keşif daha: Bu kez Uranüs…

Uranüs’ün etrafındaki uyduların sayısı bir kez daha değişti. James Webb Uzay Teleskobu’nun (JWST) yaptığı gözlemler, daha önce fark edilmemiş yeni bir uydunun varlığını ortaya koydu. Bu küçük ama dikkat çekici keşifle birlikte Uranüs’ün bilinen uydu sayısı 29’a yükseldi.

Gezegenin uydularıyla ilgili tarihçeye bakıldığında, keşiflerin aralıklı ve oldukça uzun sürelere yayıldığı görülüyor. Uranüs keşfedildikten sadece altı yıl sonra, 18. yüzyılın sonunda William Herschel ilk iki uydusunu gözlemledi. O dönem dört uydu tespit ettiğini düşünse de, bu uydulardan ikisinin gerçekten kayda geçmesi için 60 yılı aşkın bir süre daha geçmesi gerekecekti. Devam eden yıllarda sadece bir yeni uydu daha keşfedilebildi.

Asıl sıçrama, 1986 yılında Voyager 2 uzay aracının Uranüs’ün yanından geçmesiyle yaşandı. Voyager’ın aktardığı veriler sayesinde, daha önce bilinmeyen 10 uydu birden tanımlandı. Böylece Uranüs’ün uydularının sayısı bir anda 15’e çıktı. O dönemde yapılan analizler, gezegenin çevresinde çok daha fazla sayıda küçük uydunun olabileceğine de işaret ediyordu. Sonraki yıllarda hem yer tabanlı teleskoplarla hem de Hubble Uzay Teleskobu’nun katkısıyla bu sayı 27’ye kadar çıktı. Ancak bundan sonra uzunca bir süre yeni bir keşif yapılamadı. Tam 21 yıl sonra, geçtiğimiz yıl 28. uydu tespit edildi ve şimdi de JWST’nin gözlemleriyle 29. uydu kayıtlara geçti.

Uranüs’e en yakın üçüncü uydu

Bu yeni uydu, Uranüs’ten yaklaşık 56.000 kilometre uzaklıkta, gezegenin ekvatoruna yakın, oldukça düzenli bir yörünge izliyor. Gözlemler, Ophelia ile Bianca uydularının yörüngeleri arasında konumlandığını gösteriyor. Bu özelliğiyle Uranüs’e en yakın üçüncü uydu olarak öne çıkıyor. Çapının yaklaşık 10 kilometre olduğu tahmin edilen uydunun, Voyager 2 tarafından tespit edilememiş olması büyüklüğüne ve düşük parlaklığına bağlanıyor. Bilim insanları, bu kadar düzenli bir yörüngenin, uydunun Uranüs’ün yakın çevresinde oluştuğuna işaret ettiğini düşünüyor.

James Webb’in bu keşfi, sadece yeni bir uyduyu ortaya çıkarmakla kalmadı, aynı zamanda Uranüs sistemi içindeki daha küçük uyduların varlığına dair ipuçlarını da güçlendirdi. SETI Enstitüsü’nden Dr. Matthew Tiscareno, Uranüs’ün alışılmadık derecede çok sayıda iç uyduya sahip olduğunu ve bu küçük uyduların gezegenin halkalarıyla karmaşık ilişkiler içinde olduğunu belirtiyor. Bu durumun, Uranüs’ün uydu ve halka sistemleri arasında net bir sınır çizmenin zor olduğu, dinamik ve karmaşık bir geçmişe sahip olduğunu gösterdiğini ifade ediyor.

Yeni keşfedilen uydu, Uranüs’ün büyük uydularından biri olan Miranda’nın yörüngesinin bile içinde yer alıyor. Bu konumuyla, sistemde bilinen en iç yörüngelerden birinde dönen 14. küçük uydu olarak sınıflandırıldı. Şu ana kadar tanımlanmış diğer iç uydulardan bile daha küçük olması, Uranüs çevresinde hâlâ keşfedilmeyi bekleyen başka cisimlerin olabileceği ihtimalini gündeme getiriyor.

NASA’dan Dr. Maryame El Moutamid, Şubat ayında James Webb tarafından alınan 40 dakikalık gözlem verilerinde, bir noktanın net şekilde hareket ettiğinin saptandığını ve bunun güçlü bir kanıt olarak değerlendirildiğini belirtiyor. Her ne kadar keşif henüz bilimsel hakem sürecinden geçmemiş olsa da, veriler ışığında ciddiye alınması gereken bir bulgu olduğu ifade ediliyor.

Uranüs’ün şimdiye dek bilinen uydularına, genellikle Shakespeare’in oyunlarındaki karakterlerin ya da Alexander Pope’un bir şiirindeki figürlerin isimleri verilmişti. Yeni uydunun da bu geleneği sürdürmesi bekleniyor. Ancak bazı bilim insanları, halkalara bu kadar yakın bir konumda yer alması ve etkileşim potansiyeli nedeniyle, esprili bir şekilde bu kez bir Tolkien karakterinin adının düşünülebileceğini dile getiriyor.

Related Posts

Klozetten hastalık kapılır mı?

Bir umumi tuvalete girdiğinizde “iğrenme” hissine karşı koymak zor olabilir. Tuvalet oturağına ve yere sıçramış idrar, başka birinin vücut sıvılarının keskin kokusu duyularınızı altüst edebilir.

Üç Balina Kayası: Balinaya benzeyen bu kayalar nereden geliyor?

Tayland’ın kuzeydoğusunda bulunan Three Whale Rock (Üç Balina Kayası), görüntüsüyle yan yana yüzen üç balinayı andırıyor. Ancak bu doğa oluşumunun arkasında çok daha uzun ve sessiz bir geçmiş yatıyor.

iPhone 17e nasıl olacak? İşte sızdırılan yeni bilgiler

Apple’ın iPhone 17e olarak adlandırması beklenen ince telefonuna yönelik yeni bilgiler ortaya çıktı.

Sürekli arızalanan araçlar açıklandı: Alan pişman oluyor

Otomobil alırken marka itibarı çoğu zaman güven unsuru olarak görülse de, uzmanlara göre yüksek prestije sahip bazı modeller dahi ciddi sorunlarla sürücülere masraf çıkarabiliyor. İşte sürekli arızalanan otomobil modelleri…

En uzun menzilli elektrikli araba belli oldu: Citroen, Togg veya BYD değil

Elektrikli otomobil sektöründe rekabet hız kesmeden devam ederken, Tesla menzil konusunda çıtayı bir adım daha yukarı taşıdı. Çin’de tanıtılan yeni modelde markanın bugüne kadar ürettiği en uzun menzilli araç olarak öne çıktı.

iPhone pil ömrünü uzatmak için doğru sanılan yanlışlar

Birçok iPhone kullanıcısı, arka plandaki uygulamaları kapatarak pil tasarrufu sağladığını düşünüyor. Ancak iOS’un çalışma mantığı, bu yöntemin düşündüğünüzden farklı sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor.