Adalar Sivil İnsiyatifi’nden 6 Şubat açıklaması: Artık yeter diyoruz!

Adalar Sivil İnsiyatifi tarafından sosyal medya hesaplarından 6 Şubat depremlerinin ikinci yılı nedeniyle açıklama yapıldı. Açıklamada, “Şimdilik (!) bir felakete maruz kalmadan ayakta duran kişiler olarak, felaketlerden etkilenen kişilere karşı bir sorumluluğumuz var!” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamanın tamamı şu şekilde:

“Bugün 6 Şubat felaketinin 2. yıldönümü.
Bu büyük acıyı paylaşmaya, hissetmeye çalışıyoruz.

Başkalarının maruz kaldıkları, yaşadıkları felaketleri onlar gibi hissetmemiz mümkün değil, biliyoruz.

Ama bu durum; sorumluluklarımızı da bilmeyeceğimiz anlamına gelmiyor ve öfkemizi dindirmiyor.
Hesap sorulmasını, suçluların ortaya çıkarılmasını ve yüzleşme için daha fazla çaba gösterilmesini gerektiriyor.

Artık yeter diyoruz!

Şimdilik (!) bir felakete maruz kalmadan ayakta duran kişiler olarak, felaketlerden etkilenen kişilere karşı bir sorumluluğumuz var!

Her felaketten sonra gerçekler ortaya çıkıyormuş gibi oluyor.
Sonrasında bu gerçeklerin üzerine perde çekiliyor.
Her defasında bir riya aleminin inşasına girişiliyor.

Buna artık yeter diyoruz. Sorumluların hesap vermesini talep ediyoruz.

17 Ağustos felaketinden bugüne bir çeyrek asır geçti.

“Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, bu milat” dendi. Ama geçen çeyrek asır içinde yerleşim alanları daha da güvensiz hale geldi. Tam 7 kere de imar affı çıkarıldı.

6 Şubat’ı anmak için televizyon kanallarında tekrarlanan kamu spotunda şu sözler yer alıyor: “Her zorluk karşımıza çıktığında dimdik dururuz, bir oluruz.” Tamam dimdik olalım, bir olalım da bu zorluklar ya da felaketler neden karşımıza çıkıyor?

Ayrıca hayatını kaybedenlerin yakınlarına, acıları yaşayanlara soruluyor mu, onlar da bu zorluklar karşısında dimdik durabiliyorlar mı?

Eğer dimdik ayakta duracak isek, bu milyonlarca insanı bu travmatik durumdan kurtarmak gerekmez mi?

Suçlu kim? Felaketlere davetiye çıkaran, imar afları çıkaran, haksız kazançlar elde etmek için yapılaşma izinleri veren siyasetçiler mi? Yoksa güvenli yapılar yapamayan müteahhitler mi? Yoksa bilimi, akılcılaştırma fırsatlarını, kamu imkanlarını kendi çıkarları için kullanan, karanlık ilişkiler kuran bürokratlar, uzmanlar mı? Kim suçlu?

Televizyon kanallarında halkı suçlayan kişiler de gördük. Eğer halk istemese, siyasetçiler, uzmanlar bu hataları yapmazmış!

Bu kadar yalan, bu kadar riyakarlık biçimine artık yeter diyoruz.

Türkiye’nin çarpık şehirleşme düzeni milyonlarca insanın kendi mezarları olacak binalarda yaşamasına sebep oluyor. Felaketlerin nedeni depremler, fay hatları, binalarmış gibi gösterilerek halk aldatılıyor.
Geleneksel denilen yapılarda yaşayan insanlara bir şey olmadığını ama planlı, imar izinleriyle ve mühendislik, mimarlık hizmetleriyle gerçekleştirilmiş yeni beton yapıların altında insanların ezildikleri görülmez kılınmaya çalışılıyor.

Yüzleşilmeyen felaketlerle kırımların, katliamların hiçbir farkları yok.
Her felakette önce yaşamlar yok oluyor. Arkasından da bu yok oluşun ortaya koyduğu gerçekler yok ediliyor.

Bu nedenle yüzleşme talep ediyoruz. Sorumlular hesap vermedikçe, felaketleri hazırlayan koşullarla yüzleşilmedikçe daha büyük felaketlere doğru yol alıyoruz.

Felaketlerden beslenilmesini, sorumluların hesap vermek yerine büsbütün insanları kendi patronajlarına almalarını, hayatta kalanları kendilerine mecbur bırakmalarını kabul etmiyoruz ve yeni felaketleri hazırlayan büyük bir suç olarak görüyoruz.

Artık yeter diyoruz.

Yüzleşme istiyoruz. Suçluların ortaya çıkarılmasını istiyoruz.
Gelecek için umutlu olmak istiyoruz. Felaketlerin milyonlarca insanda yarattığı karamsarlığın, acıların, yaşanan travmanın sona ermesini istiyoruz.

Yangınlarda, depremlerde, sel baskınlarında doğal afetler denilerek geçiştirilen tüm olaylarda sorumluların bulunmasını ve ceza almasını bekliyoruz…”

Related Posts

Evinde egzotik hayvan besleyen kişiye 472 bin TL ceza

Bursa’da yasa dışı şekilde bulundurulan egzotik hayvanlar koruma altına alındı.

Kartalkaya Komisyonu Bolu Belediye Başkanı’nı dinledi: ‘Bakanlıklar soruşturulmuyor’

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, Kartalkaya’da 78 kişinin yaşamını yitirdiği otel yangınını araştırmak için kurulan Meclis komisyona geldi. Oteli denetleme yetkisinin il özel idaresinde olduğunu belirten Özcan “Bilirkişi raporunda belediye, özel idare, çalışma bakanlığı, kültür bakanlığı olayda etkili deniyor. Ama sadece iki kurumla ilgili adli süreç işliyor. Belediye ve özel idare. Bakanlıklarla ilgili soruşturma izni verilmemesi, davaların açılmamasıyla sonuçlanıyor. Davanın bir an önce açılması lazım” dedi.

MHP’den 5 gün sonra Türkeş’in kızına cevap

Alparslan Türkeş’in kızı Ayyüce Türkeş’in şoförü ve korumasına 3 Mayıs Türkçüler Günü’nde Ülkü Ocaklı bir grup tarafından saldırı gerçekleşmişti. Olayla ilgili 5 gün sonra açıklama yapan MHP, hem Türkeş’in kızına hem de İYİ Parti’ye sert sözlerle yüklendi.

Düşen kuzenini kurtarmaya çalışırken birlikte boğulmuşlar

Şanlıurfa’da sulama kanalında boğulan 2 kuzenden İbrahim Halil Kılıç’ın (13) dengesini kaybederek suya düştüğü, bu sırada Rüveyda Demir’in (12) kuzenini kurtarmaya çalıştığı ve birlikte akıntıya kapıldıkları ortaya çıktı.

Deprem korkusu ‘taşınmayı’ düşündürtüyor: Marmara bölgesinde her üç çalışandan biri gitmeyi istiyor

İstanbul ve çevresinde ikamet eden çalışanlar üzerinde gerçekleşen bir araştırmaya göre, çalışanların büyük bir kısmı deprem endişesiyle taşınmayı düşünüyor.

Başından vurulan Hilal’in katiline ağırlaştırılmış müebbet

Diyarbakır’da, dini nikahla birlikte yaşadığı Hilal Kar’ı (33) ayrıldıktan 1 yıl sonra tabanca ile başından vurarak öldüren Mehmet Demirhan, ‘Tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan yargılandığı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir